Ana Sayfa
     Ziyaretşi defteri
     HAKKIMDA
     KENDİ HAKKIMDA
     OSMANLIDA BURÇLAR
     FENER BAHÇE
     FIKRALAR
     CANLANAN CENAZE
     DÖGMELER
     KASTAMONU
     AVATARLAR
     KOMİK SÖZLER
     DELİ DUMRUL
     TATİL YERLERİ
     HAVA DURUMU
     TEPE İLK ÖGRETİM OKULU
     DAGLARIN KADINI
     KARAHİSAR
     KASTOMUNU HİKAYESİ
     YOZGAT HİKAYESİ
     NİGDE DESTANLARI
     KONYA HİKAYESİ
     SÖZLER
     LÜTFEN
     SEVDİNMİ?
     AŞK ACISI ÇEKMEK
     DOGUM GÜNÜM
     BOYUMUZ NİÇİN KISA?
     KURANI KERİM
     RADİO
     önemli
     SENİ SEVİYORUM
     GÖZLERİMİN İÇİ
     GELİN İLE KAYNANA
     ÜÇÜ BİRARADA
     RUHUMDAN BEYNİME
     BU KADARI OLUR
     ŞİİRLERİMİZ
     ANILARIMIZ
     GÜZEL SÖZLER
     HİKAYELER
     AYŞEM
     DOSTLUK VE ARKADAŞLIK



SENİ SEVMİŞTİM........................ - RUHUMDAN BEYNİME


RUHUMDAN BEYNİME

Daralmıştım..Kimi talebeler ders çalışıyor, kimileri namaz vakti yaklaştığından kendilerini dolaba saklamaya çalışıyordu..6 kişiyle paylaştığım odamdan çıktım..Gözüm koridorda abdest almak için çoraplarını çıkarmış ama onları top haline getirip oynamayı tercih eden çocuklara ilişti..Koridoru bir top sahası gibi kullanıyorlardı..Kapıları bir kale, çorabı da bir top yapmıştı bu süper zekalı çocuklar..Tam önümdeki çocuk çorapla akrobatik hareketler yaparak herkesi çalımladı..Sonra da çorabı boş kale yerine dışarı vurdu..Tam o esnada kendini Real Madrid takımının kaptanı sanan ama bana kalırsa Avrupa Yakası’nda rol verilebilecek kadar geri zekalı bir tip gelip ‘’Ne biçim vuruyorsun şerefsiz’’ diye çıkıştı arkadaşına..Gözlerime inanamıyordum..Siktiriboktan bir çorap oyunu için kavga ediyorlardı..Üstelik zeka yaşlarından emin olmasam da hepsinin kemik yaşı 16-17’di..’Hepsinin a.q’ dedim ve merdivenlerden aşağı indim..Saat 9u çeyrek geçiyordu..’’Saate bakmışken bide tarihe bakayım lan’’ dedim..2006’nın soğuk bir 13 Aralık akşamıydı..Günlerin ne kadar çabuk geçtiğini fark ettim..Hayatımın akışını belirleyecek iki lanet sınava sadece 6 ay kalmıştı..

Yurttan çıktım ve otobüs durağına doğru gittim..Karar vermiştim, bu akşam cemaat evinde değil kendi evimde kalacaktım..Otobüs beklerken yurda uzaktan tekrar baktım..’’Ne işim var lan benim bu cemaat yurdunda’’ diye kendime sordum..Bu sorunun cevabını düşünürken 31 nolu otobüs uzaktan belirdi..Tam binecekken Kent Kartımın boş olduğunu ve beş kuruş param olmadığını fark ettim..Otobüs şoförüne elimle ‘git’ işareti yaptım..Fakat tabiî ki anlamadı..Israrla korna çalmaya başladı..Tam o an şoförle göz göze geldik..Aramızda öyle bir bakışma yaşandı ki arkadan fon müziği girse tam ‘Yaprak Dökümü’lük bir sahne olacaktı..Şoför gözleriyle bana ‘’Binsene’’ der gibi baktı..Ben gözlerimle ‘Binmicem abi’ der gibi baktım..Şoför gözleriyle tekrar ‘Binsene a.q’ der gibi baktı..Bende ‘Binmicem dedim ya abi’ dedim..Şoför ‘senin ta a.q’ der gibi bir bakış attı ve gaza yüklenerek karanlıkta kayboldu kısa sürede..

Yürümek zorundaydım..Ama sorun değildi..Hayatım boyunca yürümekten hiç gocunmamıştım..Dolmuşlarda istediği yerden biraz geride yada ileride inince şoföre bas bas bagıran insanlar görsem ‘’2 adımda kendin yürüsen dünya tersine mi döner a.q’’ diye düşünürdüm..

Yagmur çiliyordu..Issız bir yola girmiştim..Yokuş aşagı inen, 1 km kadar hiçbir yere sapmayan, neredeyse hiç yayanın olmadığı, arabalarında tek tük geçtiği bir karayolundaydım..Sağ tarafta asker bölgesi, sol tarafta ise ancak taşşagındaki kılları bile altından olan insanların sahip olabileceği, lüks villalar vardı..O esnada gözüm nöbet tutan bir askere ilişti..Üşümüştü, belliydi..Bana doğru bakıyor muhtemelen kendine ‘Bu ıssız yolda kim bu geri zekalı’ diye soruyordu..Morali bozuk gibiydi Mehmetçiğin..Ama ben onun ilacını biliyordum..Bir paket Malbora ve 100 Avea kontör alıp ona versem dünyanın en mutlu insanı olurdu..Hele bide 39 kontör verip 5000 beleş sms yaparsa ondan mutlusu olmazdı..Anasıyla,yavuklusuyla doyasıya mesajlaşırdı..Birden ‘ Ya yavuklusunun hattı Turkcellse’ diye düşündüm..En iyisi 500 her yöne beleş sms yapmalıydı..Sonra ‘Ulan ne kadar gereksiz bişey düşünüyorum’ dedim kendime..Yürüyüş temponu hızlandırarak yoluma devam ettim..

Allah’ın bile görmezden geldiğini düşündüğüm bu ıssız yol bitmek nedir bilmiyordu..Can sıkıntımı gidermek için hayaller kuruyordum..O zamanlar platonik olarak takıldığım kızla telefonla konuştuğumu hayal ettim..Sonra kendime ‘’ Neden kızın yanımda olduğunu değilde telefonla konuştuğumu hayal ediyorum lan’ diye sordum..Teknoloji denen illet hayallerime kadar girmişti..

Aniden sol tarafımda ultra-mega lüks bir villa gözlerimi kamaştırdı..Villanın hemen önünde de son model bir Mercedes vardı..Ayaklarım yürümeyi bırakmıştı..Bu mükemmel 3 katlı villayı göründe aklıma Eskişehir’deki mütevazi bağ evimiz geldi..Bahçesinde top oynarken her bitki dalı kırdığımda babaannemin sırf aramızda babaanne-torun ilişkisinden dolayı ağzına kadar gelmesine rağmen söyleyemediği o küfürler geldi gözümün önüne..Bağ evimi ne kadar sevdiğimi düşündüm..Ama şu an karşımda duran lüks villanın yanında bizim bağ evimiz Nuri Alço’nun yanında Fatih Ürek gibi duruyordu..Bu villaya daha fazla bakarak, ah çekerek kendime daha fazla işkence yapmamalıydım.. Çünkü böyle bir villaya sahip olmam Fenerbahçe’nin Türkiye Kupasını alması, Deniz Baykal’ın iktidara gelmesi veya Esra Aydın’ın birşeye konsantire olamaması kadar uzak bir ihtimaldi..Uzaklaşmak için tam adımımı atacaktım ki villanın bahçesinde irice bir köpek belirdi..Cinsi doberman olmalıydı ve taşaklarının gölgesinden erkek olduğuna kanaat getirmiştim..Deli gibi havlıyordu bana..Aramızda sadece içeri girmeye kalkanların götüne girsin diye yapılmış ama bana kalırsa bi boka yaramayan sivri uçlu demir parmaklıklar vardı..İlginçtir ki köpek demir parmaklıkları geçmeye çalışmıyordu..Beni ısırmak ister gibi bir hali de yoktu..Sadece ‘siktir git’ diyordu bana..Önce ‘Havlayan köpek ısırmaz’ diyerek hareketsiz, köpeğe nispet yaparcasına baktım..Sonra içimden bir ses ‘’Belli mi olur a.q’’ dedi..Adımlarımı bir seviye daha hızlandırarak oradan uzaklaştım..

Uzun bir mesafe katetmiştim..Sağımdaki asker bölgesi bitmiş ama solumdaki lüks villalar nispet yaparcasına devam ediyordu..Önüme baktığımda 20’li yaşlarda bir kızın bana doğru geldiğini gördüm..Acaba şöyle seksi bir bakış atsam mı diye düşündüm..Ama yapmamalıydım,abazalanmamalıydım..Kız zaten yeterince ürkekti, kendine ‘’ne bok işim var benim burda’’ der gibi hızla yürüyor ve hep yere bakıyordu..Onu daha fazla korkutmamalıydım..Kız aslında benim yüzümü görse zararsız birisi olduğumu anlayabilirdi ancak o karanlıkta ben 1.80 boyunda bir kapşonlu bir gölgeydim sadece..Nuri Alço kadar sevişgen yada Teoman kadar ayyaş olabilirdim..Kız benden her türlü tehlikeyi bekleyebilirdi..Benim ona sabit ve abazanca bir bakış atmamın aramızda bir aşka neden olmayacagı zaten Cem Uzan’ın iktidara gelemeyeceği kadar belliydi..Kızı kendi haline bıraktım, o da yanımdan nefes bile almadan geçerek karanlığa karıştı..

35 dakikadır yoldaydım, şehre girmiştim..Şehir akşam 10’da bile canlılığını koruyordu..Birden içime tarif edilemez bir huzur doldu..Nedeni açıktı..Birazdan o sıcacık odama girecektim, direk bilgisayarı açacaktım..MSN’in o muhteşem dünyasına atacaktım kendimi..Facebook’ta kızları ‘add a friend’leyecektim.. O an gözümün önüne odam geldi..Orta boyda bir odaydı..Karanlık çaglardan beri var olduğunu düşündüğüm kendimi bildim bileli orda duran kırmızı büyük bir halıyla kaplıydı odam..Duvarlarda hiçbir poster bulunmazdı..Tabi sebebi ben istemediğimden değil babamın ‘Sakın poster yapıştırma , duvarı lekelersen tüm evi sana boyatırım’ diye çıkışmasıydı..Babam duvarların kirlenmesine o kadar karşı o kadar hassastı ki küçükken Cumhuriyet Altınından sonra en pahalı şeyin Duvar Boyası olduğunu sanıyordum..Her ne kadar boyanın son derece siktiriboktan ve ucuz bişi olduğunu sonradan ögrensemde çocuk psikolojisi olsa gerek duvarıma hiçbişi yapıştıramadım..Hemde dükkanımızda zaten boya satmamıza rağmen!..Odaya girince göze ilk çarpan şey bilgisayar masasıydı..Son derece taşaklı bir bilgisayar masam vardı..Üstünde de doğal olarak bilgisayar vardı..Tabi bilgisayar masasının üstünde yemek takımı olacak değildi..Küçücük bir balkonu da vardı odamın..Hiçbir zaman açmazdım balkonu..Evimiz 1.kattı ve balkonum hemen kazan dairesinin üstündeydi..Bu nedenle balkondan her türlü canlı yaratığın içeri girme ihtimali olduğundan hiçbir zaman açmıyordum kapısını..Bunu kime anlatsam bana ‘’Saçmalama aç şu balkonu da hava alalım..Hiçbişi girmez içeri,hüsnü-kuruntu yapma’’ derdi..Hayır efendim hüsnü-kuruntu yada hüsnü-şenlendirici yapmıyordum..Balkonumda gördüğüm kocaman fareleri sadece ben biliyordum ve o kapıyı asla açmayacaktım..

Odamla ilgili derin düşüncelerden çıktığımda eve vardığımı fark ettim..Kapıdan içeri girdim ve MSN’e bir an önce girmeye çalışmanın verdiği telaşla ev halkını hızlıca selamladım..Odama koştum, önce bilgisayarı ardından da MSN’i açtım..Konuşmak istediğim hiç kimse yoktu MSN’de..Nerede gereksiz arkadaşım var MSN’de toplanmıştı..Hepsi bana ‘’Slm nbr lan göt’’ gibi cıvık iletiler yollamaya başladılar..Moral bozmamıştım, daha vakit vardı ve elbet MSN’e istediğim birileri girecekti..Facebook’a girmeden önce BİM’e gitmeye karar verdim..Ancak orada sonsuz huzura kavuşabilirdim..Peripella,Le-cola,Dost Süt,Lefer gibi BİM’in tüm kaliteli ve uygun fiyatlı ürünlerini toplayıp gelmeliydim..Hem onları yiyecektim hemde MSN’de yazışacaktım..Benim için bundan büyük bir mutluluk yoktu..Tam pantolonumu giyecektim ki elektriklerin kesilmesiyle her yer karanlığa gömüldü..Oturduğum yere yığılıp kalmıştım..Muhtemelen doğal gaz çalışmalarının neden olduğu bir kesilmeydi bu..O an hiç ara vermeden 30 saniye boyunca doğalgaza küfrederek kişisel bir rekor geliştirdim..BİM’e gitmeyecektim,MSN’e de giremeyecektim..Hiç kıpırdamadan düşüncelere daldıgım anda odama Nurcan abla girdi..Elinde mum vardı bana ‘’Mum istermisin?’’ dedi..Tereddütsüz hayır dedim..Siktiriboktan bir mum hayatımı ne kadar aydınlatabilirdi ki..Nurcan abla benim gergin halimi gördüğünden olsa gerek başka hiçbir şey söylemeden salonun yolunu tuttu..Ben ise yatıp uyumaya karar vermiştim..Önce ‘Tüm yolu uyumak için mi geldim a.q’ diye düşünerek salona gitmeye niyetlendim..Hem nedenini bilmediğim şekilde elektrikler kesilince oynanması gelenekselleşmiş Sessiz Sinema gibi cıvık aile oyunlarımız vardı..Fakat MSN’de geçireceğim mükemmel bi gecenin yanında ev halkıyla oynayacagım Sessiz Sinema bana bir teselli bile olamazdı..Salona gitmekten vazgeçtim ve o an teknolojinin hayatımı ne kadar bok ettiğini bir kez daha anladım..

Saat akşam 10 buçuktu..Yatağıma uzandım..Artık uyku vaktiydi..Uyanıkken beynimi ben kontrol ediyordum, canım ne isterse onu düşünüyordum..Şimdi ise beynim ne isterse ben onu görecektim..Kontrol ruhumdan beynime geçecekti..O an ‘Keşke uyumadan önce rüyamızda ne göreceğimizi kendimiz belirleyebilsek’ diye düşündüm..Herhalde her abaza Türk genci gibi ‘Beyonce ile bir odaya kapatılmak ilk tercihim olurdu’ dedim içimden..Tabi alternatifler vardı..Şampiyonlar liginde final oynayan bir takımın son dakika golünü atmak veya ÖSS ve YDS’de başarılı olarak iyi bir üniversiteyi kazanmak..Birçok görmek istediğim rüya vardı..Ama ne yazık ki ben belirleyemeyecektim..Beynim kendisi karar verecekti..Tam o sırada uyumamaya karar verdim..Neden kontrolü beynime verecektimki..Düşünecek birçok güzel şeyim vardı ve saat daha erkendi..10 dakikam daha derin düşüncelerle geçti..Fakat daha fazla dayanamayacaktım..Akşam yürüyüşü beni yormuştu..Değişik bir akşam geçirmiştim aslında..Eglence yoktu,parti yoktu,karı kız yoktu..Ama beynimle sürekli abuk subuk şeyler düşünmüş, hiç sıkılmamıştım..Herşey beyinde bitiyordu aslında..Sürgündeki adamda mutlu olabilirdi, dünyanın en zengin insanı da depresyona girebilirdi..Hayatımızı renklendiren veya siyah-beyaz sıkıcı bir film haline getiren gene bizlerdik..Bunları düşünürken hayatımdan bir 5 dakika daha harcamıştım..Ama artık beynim kontrolü almalıydı,sabırsızlanıyordu..Sade ve postersiz duvarıma dogru döndüm ve uykuya daldım..

Bugün 1 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol